2013-07-31

Her Son Bir Başlangıçtır

Son yazımda karların erimesinden ve renkli çiçeklerden bahsetmiştim. Şu ara havalar o kadar sıcak ki kar ve kış hayal gibi geliyor ve telefonumun kamerasına poz veren sayısız çiçekler oldu :) ara ara kendim bile blog'uma bakmayı unutuyorum ve belli bir zaman sonra bakınca da bir takım anılarımın tazelendiğini hissediyorum, unutmuş olduğum anılar.. Blog'umu daha çok anılarımı konserve etmek için kullanmalıyım, zaman o kadar acımasız ki... Unutuveriyoruz hemencecik mutlu olduğumuz anları. Ama bazen bir fotoğraf karesi, bazen de üç beş satır yazı zamanın acımasızlığını engellemeye yeter. Son haftaların en gündemde olan gelişmesi uzun uzun yıllar süren üniversite eğitimimin son sınavını vermiş olmam. Bir Pazartesi günüydü ilk kez gördüğüm profesörlerin zorlu sorularına direnmeye çalıştığım gün, mezun olmadan önceki son sınavımı verirken. Öğrencilik hayatımın son bulduğunu henüz kavramış değilim. Ben öğrenciliği çok sevdim. Üniversiteyi çok sevdim. Üniversitenin hayatıma kattığı arkadaşlıkları da çok sevdim, yıllar sonra hala arkadaşım, dostum, canım diyebildiklerimiyse hala çok seviyorum. Öğrendiklerimin yanı sıra en değerli kazancım onlar oldu bu yıllarda. Çok güzel anılar biriktirdik beraber. İyi ki dediğim anlar ne çokmuş şimdi şöyle geriye baktığımda daha da iyi anlıyorum. Bu yazıya başlarken bir kaç çiçek fotoğrafı paylaşmak için bir iki satır yazmaktı amacım ama şu an çok farklı bir noktaya geldim. Demek ki unutmak istemediklerim arasında bu hisler, bu anılar var... Umarım önümdeki zaman bana yine unutmak istemediğim anlar yaşatır ve ben de yine burada onları kaydederim inşallah. Hoşçakalın, bunlar da o bahsi geçen çiçekler.
Şeker pembesi minyatür güller, her biri birer göz ziyafeti değiller mi?

Beyaz krizantemler, bir gelinin asilliğini taşıyorlar sanki.

Güllerin en güzeli erengüller midir karar veremem ama en güzel erengüller pembeleridir.

Kırların kibirsiz çiçeği papatya.

Barış Manço'nun şarkısında söylediği gibi; sen gülünce güller açar gül pembe, sen gelince bahar gelir gül pembe...

Bahçelerin kraliçesi ortanca. Bu beyaz ortanca, bir gelin buketi gibi durmuyor mu?

Bu minik bezayların adı da hüsnüyusufmuş, varlığını ve adını yeni öğrendiklerimden.  

Sadeliği göz doldurmaya yeten çöven.

Bunlar da çiçeksiz bir eksiklik hisseden kadının kocasından gelenler :)


2 yorum:

  1. aman alllahımmmmm nasıl bır gzuellıktır o oyle :D
    ıcım açıldı cok sanslısın :d

    YanıtlaSil
  2. cnm selam seNİ ig da buldum hemen geldim cok gzuel bir blog =) zevklerimiz benziyor, takibe alıyorum. bende beklerim bloguma =)

    YanıtlaSil